DATÇA
Datçayı beraber keşfedelim.

Vahşi güzelliği evcilleştirin

Datça, bir zamanlar 70'lerin sırt çantalı gençleri ve seyahatseverleri tarafından ilk kez takdir edilen uzak, izole bir balıkçı köyüydü. Dik dağ yamaçları ile kilometrelerce uzanan muhteşem kumsallar arasında yer alan bu küçük köyün vahşi doğası ve özgünlüğü, yabancı ziyaretçileri bir mıknatıs gibi çekiyordu. Yerel halk ve ziyaretçiler arasındaki bu bağ her zaman sakin, rahat ve arkadaş canlısıydı, bu da uyum sağlamayı kolaylaştırıyor ve yıllar içinde geri dönmeye devam eden bu yeni bulunan niş turizme daha da çekici geliyor. Bugün Datça, yıl boyunca yürüyüş ve trekking gibi alternatif aktiviteler için ideal bir destinasyondur. Datça’nın güney kısmı, plajlardan geçitlere, uzak adalara ve kıyı yollarına ve köylere kadar, duyguları uyandıran ve size bir ömür boyu hatıralar sunan bozulmamış, uzak bir ekosistemdir.

Karaincir Koyu

Karaincir Koyu, yolu Datça’ya düşen herkesin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında geliyor. Yarımadanın Akdeniz tarafında olan bu koyun, ilçe merkezine uzaklığı 15 kilometredir. Marmaris yolu üzerine konumlanan Karaincir Koyu’nun denizi sığ, kumsalı ise incedir. Deniz yavaş yavaş derinleşir. Koy, bu özellikleri sayesinde özellikle çocuklu ailelerin uğrak yeri haline gelmiş durumda. Koy etrafındaki tesislerle yeme, içme ve konaklama gibi ihtiyaçlarınızı kolaylıkla karşılayabilirsiniz.

Eski Datça

Datça’da doğa fotoğraflarından sonra fotoğraflamanız ve sokaklarında mutlaka gezmeniz gereken yerlerden birisi hiç şüphesiz Eski Datça’dır. Mis gibi çiçek kokan dar, Arnavut kaldırımlı caddeleri, Can Yücel Sokağı’nı, meydan kahvesini gecesiyle gündüzüyle görmeden yapacağınız Datça seyahati eksik bir seyahat olacaktır. Size tavsiyemiz boş yer bulduğunuz takdirde arabanızı ücretsiz otoparka bırakıp 150 metre kadar yürümeniz ve Eski Datça’ya öyle ulaşmanızdır; Datça sokaklarında kaybolmanız ve havasını solumanızdır. Datçalı kadınların elleriyle hazırladığı gözlemeden yiyip Can Yücel’in evini ziyaret etmelisiniz. Gün sonunda içinizin huzurla dolduğunu, buradan ayrılmak istemediğinizi düşünecek, Eski Datça Evleri’nden birini alarak buraya yerleşmenin hayalini kurduğunuzu fark edeceksiniz.

Palamutbükü

Türkiye’nin cennet köşelerinden biri olan Datça Yarımadası’ndaki Palamutbükü, tertemiz deniziyle bilinen koylardan biridir. Uzun taşlık sahil şeridi bulunan koy, tekneler ve yatlar için de bir limana sahiptir. Palamutbükü’nün iki köyü mevcuttur ve buralarda zeytin ile badem yetiştirilir.  Tatiliniz için Palamutbükü’nü tercih ederseniz pazartesi ve perşembe günü kurulan yöresel ürünler pazarını ziyaret edebilirsiniz. Burada köylülerden yumurta, süt, peynir, badem, bal ve kekik satın alabilirsiniz. Sahil boyunca dizilmiş lokantalarda bölgenin lezzetli balıklarını deneyebilirsiniz. Fiyatlar ise diğer yaz tatili destinasyonlarına göre daha makuldür. 

Ovabükü

Bulunduğu yer ve konumu itibariyle ovaya benzediğinden bu ismi alan belde, çevresinde yer alan pansiyon, lokanta ve 600 metrelik kumsalı ile oldukça şirin bir yerdir. Datça merkeze 15 km uzaklıkta olan ve çocuklu aileler için güvenli bir bölgede bulunan koylardandır. Her Datça koyunda olduğu gibi bu koyda da deniz taşlıdır. Datça’nın temizliği ile ve sakinliği ile birlikte ünlü koylarından birisiir. Yediğiniz içtiğiniz her şey tarladan sofranıza gelir. Ovabükü’nde lezzetli gözlemeler ile öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz. Yerel halka sorarsanız Ovabükü’ne gidilecek en güzel zaman şüphesiz ağustos ayıdır. Ovabükü o kadar güzel bir yer ki, ayrılmadan, eşsiz gün batımını burada yapabilir ve gün batımı eşliğinde restoranlarda akşam yemeğini yiyebilirsiniz.

Hayıtbükü

Hayıtbükü Koyu ve Plajı, Muğla ilinin Datça ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Datça ilçe merkezine 20 km uzaklıkta bulunur.Denizi oldukça berrak ve temizdir. Plajı kumlarla kaplıdır.  Plajı küçük ve dardır. Yer yer küçük çakıllarda vardır. Bu sebeple deniz ayakkabısı getirmenizi tavsiye ederim. Denizi ise yavaş yavaş derinleştiği için özellikle çocuklu aileler tarafından ve yüzmeyi az bilen kişiler tarafından yoğum ilgi görmektedir. Birçok Datça koyuna göre su sıcaklığı daha yüksektir.

Knidos Antik Kenti

Datça Yarımadası’nın en uç kısmında Ege ve Akdeniz'in birleştiği noktada Tekir Burnu üzerinde yer alan Knidos antik kenti Batı Anadolu kıyı kentlerinin önemli merkezlerindendir. Şehir, anakara ve “Kap Krio” olarak adlandırılan ada kısmı olmak üzere iki bölümden meydana gelmektedir. Knidos, Strabon’un da belirttiği üzere, bir “çifte kent” görünümünde olup arazinin dağlık yapısından dolayı teraslanmıştır. Ada ile kara parçası arasındaki deniz sonradan doldurulmuş, böylece iki ayrı liman elde edilmiştir. Bunlardan, kuzeyde daha küçük olana Kuzey Limanı denmiştir. Bu liman askeri amaçlı kullanılmıştır. Diğer yandaki güney limanı ise ticaret gemilerine ayrılmıştır. Bugün buradaki liman ağzını kapayan mendirek kalıntıları ile kuzey limanındaki kule görülebilir.